Tıpkı kır çiçekleri gibi rengârenk, biraz asi ve inatçılar
Londra’da 40 kadın bir araya gelerek bir koro oluşturdu. Pandeminin arttırdığı olumsuz yaşam koşullarında bir nefes almak için bir araya gelen kadınlar, daha güzel bir dünya için türkü söylüyor.
Bütün dünyayı sarsan Covid 19 salgını Londra’da farklı bir oluşuma hayat verdi. Büsbütün eve kapanmanın getirdiği ağır sorumluluk ve yükü azaltmak için 40 kadın bir araya gelerek bir koro kurdu. Az sayıda kişi tarafından online başlatılan çalışmaya ilgi giderek arttı. Müziğin iyileştirici gücü ile birbirine destek olan kadınlar şimdi ilk konserlerini vermeye hazırlanıyor. Koronun kuruluşu, çalışmaları ve konseri koro şefi Zuhal Yıldırım Gök ile konuştuk.
Öncelikle bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Müziğe olan ilginiz nasıl başladı?
Koro gibi kolektif çalışmalar yürüten biri için; ‘beni’ anlatmak biraz zor aslında. Çünkü koro demek artık ‘biz olmak’ demektir. Yine de elimden geldiğince bahsetmeye çalışayım. İstanbul Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü mezunuyum. 1999-2007 yılları arasında BEKSAV’da (Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı) çalıştım. Vardiya Müzik Grubu’nun solistliğini ve Beksav Halk Korosu’nun şefliğini yaptım. 2008 yılında müzik öğretmenliğine başladım. Okullarda müzik derslerinin yanı sıra çok sayıda öğrenci ve öğretmen korosu çalıştırıp yönettim. 2009-2019 yıllarında 10 yıl boyunca KDF Kadın Korosu’nun (Kangal Dernekler Federasyonu) çalışmalarını yönettim ve şefliğini yaptım. Müzik bizim için bir aile hastalığı gibi, ama altı çocuklu bir ailede yalnızca ben ve erkek kardeşim hayallerimizi gerçekleştirip müziği meslek edindik. Yıllardır bu hayalin peşinden gidiyorum, Eylül ayından beri de Londra’dayım.
Londra’da bir kadın korosu kurma fikri nasıl ortaya çıktı? Koronuzun adının anlamı hakkında bilgi verir misiniz?
Londra Sosyalist Kadınlar Birliği’nden arkadaşlar, kadın dayanışmasını güçlendirmek ve pandeminin kadınlar üzerinde yarattığı baskıyı azaltmak için bir kadın korosu oluşturmak istediklerinden bahsettiler. SKB’nin çağrısı ve yoğun emeğiyle yaklaşık yirmi kadın arkadaş Kasım ayından itibaren online koro çalışmalarına başladık. Sonra yeni katılımlarla sayımız otuzu buldu. Rengin Kadın Korosu böyle oluştu.
İsim seçmek, bu kadar kalabalık bir ekipte ortaklaşa bilmek, biraz zordu aslında. Tam üç haftamızı aldı. Çok güzel öneriler vardı fakat bu kadar birbirinden farklı, özgür ruhlu kadına ‘Rengin’ ismini çok yakıştırdık biz. Tıpkı kır çiçekleri gibi rengârenk, biraz asi ve inatçı…
Otuzun üzerinde koristi bir arada tutmak ve bir ahenk yaratmanın zorlukları nelerdir?
Çok geniş bir profil aslında, işte bu yüzden ismimiz ‘Rengin’. Farklı siyasi görüşlerden fakat demokrat ve ilerici, kız kardeşliğin gücüne inanan, kahkahalarıyla ortalığı çınlatan, gözyaşlarıyla kiri pası arındıran, dokunuşlarıyla yaraları saran güzel bir ekip olduk. ‘Kadın kadının kurdu değil yurdudur’ şiarıyla erkek egemen toplumun üzerimizde bıraktığı gerici yanlarla mücadele etmek, düşeni kaldırmak, yorulana omuz vermek fikri bizi birbirimize yakınlaştıran ortak zemin oldu.
Covid -19 salgını çalışmalarınızı nasıl etkiledi?
Online çalışmaların zorluklarını pek çok insan deneyimledi bu süreçte. Yan yana olmadan bir koro çalışmasını sürdürebilmek ise gerçekten büyük bir irade gerektiriyor aslında. Fakat; büyük bir mutlulukla şunu söyleyebilirim ki bizler online çalışmalarda teknik olarak biraz zorlansak da buluşmalar noktasında hiç zorlanmadık. Çok hızlı bir kaynaşma ve yakınlaşma oldu aramızda. Hatta çalışma günlerini sabırsızlıkla bekledik, sayısını arttırmak için yoğun bir taleple karşılaştık. Tabii aramızdan, pandemi sürecinin yorgunluğu ve kadına yüklediği iş yükü gibi nedenlerle ayrılmak zorunda kalan arkadaşlar oldu. Bunun üzüntüsünü yaşıyoruz ve hala çözüm yollarını tartışıyoruz. Bugün 40 kadın arkadaşla severek, büyük bir keyifle ve daha başka neler yapabiliriz sorusunu sormaya devam ederek sürdürüyoruz çalışmalarımızı.
Koro çalışmasının kadınları nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Koro çalışmaları kadınlar üzerinde nasıl bir değişim yarattı?
Biz bu deneyimi çok önemsiyoruz. Rengin Kadın Koro’su yalnızca türküler öğrendiğimiz, söylediğimiz bir alan değil, bir okul olsun istiyoruz. Kendi aramızda ilgi ve yeteneklerimizi geliştirmek için küçük komisyonlar oluşturduk; Yazı, Sosyal Medya, Basın ve Yayın Komisyonları gibi… Her arkadaşımız istediği komisyonlarda yer alarak ‘bizi’ ve kendini geliştirebilir. Bu daha bir başlangıç, hayallerimiz ve isteklerimiz ise bir derya. Zamanı geldikçe bunları konuşacağız.
Repertuarınızda ne tür şarkılar var? Hangi dilde eserler seslendiriyorsunuz?
Başlangıç olarak söyleme alışkanlıklarımızı değiştirecek bir repertuarla yola çıktık. Çünkü hiçbir arkadaşımızın bu konuda bir deneyimi yoktu. Koro ya da solo söyleme deneyimleri olan az sayıda arkadaşımız ise, bu işin bilimsel yönleri konusunda pek bilgi sahibi değillerdi. ‘Ruhi Su Dostlar Korosu’ deneyimi yolumuzu aydınlattı diyebiliriz. Farklı dillerde eserler repertuarımızda şu an çok az. Kürtçe eserler çalışıyoruz, Ermenice, Rumca ve Arapça başta olmak üzere farklı dillerde de adımlar attık. Ama bunu geliştirmek yeni dönem önceliklerimiz arasında.
Rengin’in önümüzdeki yıllara ilişkin hedefleri nedir?
Koro konusundaki mevcut yaklaşımlar ne yazık ki biraz sıkıntılı. Bir yanda çok popülist, bilimsellikten uzak, emekten yoksun, takvimsel eylem ve etkinliklerde eğlenelim tarzında oluşturulmuş korolar, öte yanda elitist, halkın sanat yapma yollarını kapatan, kibirli, seçkinci yaklaşımlar. ‘Ruhi Su Dostlar Korosu’ ve ‘Boğaziçi Korosu’ gibi çok güzel örnekler de var tabii. Fakat ‘Rengin Kadın Korosu’ çok farklı bir deneyim. Hiçbir seçme ve elemeye tabii tutmadan kendini geliştirmek ve yetiştirmek isteyen tüm kadın arkadaşlara kapımız açık. Ama emek vermek, disiplinli, özverili ve kendini katarak çalışmak temel koşulumuz. Önümüzde Londra’nın en büyük Birleşik Kadın Korosu’nu kurma gibi bir hedefimiz var. ‘Rengin’ olarak başka ülkeleri kapsayacak bir turneye çıkmayı arzuluyoruz. İlerleyen dönemlerde bir müzikal yapmak istiyoruz.
Bu ölçüde büyük bir koronun; kıyafet, konser, tanıtım gibi birçok harcama kalemi olmalı, herhangi bir yerden mali destek görüyor musunuz? Önümüzdeki dönemde sponsorluk desteği almak gibi bir düşünceniz var mı?
Ekonomi konusu çok önemli fakat bizim biraz çekingen ve tutuk davrandığımız bir konu. Sanatla uğraşan insanlar bu konuda biraz kırılgan ve utangaç oluyor galiba. Bu güne kadar kendi imkânlarımız ve SKB ve GİK-DER’in mütevazi katkıları ile ilerledik. Fakat büyük projelerimiz için daha fazla desteğe ihtiyacımız olacak. Konusunu siz açmışken buradan bizleri desteklemek isteyen duyarlı dostlarımıza çağrıda bulunalım o halde. ‘Rengin Kadın Korosu’nun sizin değerli katkılarınıza ihtiyacı var.
Son olarak yakın zamanda gerçekleşecek etkinlikleriniz neler olacak? Koronuza katılmak isteyenler size nasıl ulaşabilir? Çalışmalarınızı sosyal medya ve YouTube üzerinden takip edebilir miyiz?
4 Temmuz’da Millfield Theatre’da heyecanla beklediğimiz ilk konserimizi yapacağız. Tüm dostlarımızın ve aramıza katılmak isteyen kadın arkadaşların ‘Rengin Kadın Korosu’ facebook ve İnstagram hesaplarını takip etmelerini öneriyorum. Yüksek ihtimalle Eylül ayında kayıtlarımız, Ekim ayında ise yeni dönem çalışmalarımız başlayacaktır.