Home AKTUEL “Mum gibi erimek istemiyorsak yaşam biçimlerimizi değiştirmeliyiz”

“Mum gibi erimek istemiyorsak yaşam biçimlerimizi değiştirmeliyiz”

SHARE

Dursaliye ŞAHAN

Umutla girdiğimiz yeni yılda deprem ve sel felaketleriyle sarsıldık.

Her yıl 14 Şubat Dünya Öykü Gününde bir yazı kaleme almayı gelenek haline getirmişimdir. 5 Şubat gecesi yazımı postaladım, sabaha karşı makus haber geldi.

O gün bugün sarhoş gibiyim. Yüreklerimiz hiç bu kadar memleket acısıyla kavrulmamıştı.

Rutinlerimiz bozuldu.

Akşam haberlerindeki skandallar canımızı sıksa da sabah kalkıp dayanışma ortamlarına, destek organizasyonlarına katıldığımızda umutlarımız yeşerdi, yeşeriyor.

Dünya Emekçi Kadınlar Günü için Kıbrıslı Türk Kadınlar Derneğinden davet edilince biraz da teselli amacıyla toparlanıp gittim. Depremle başlayıp, dünyada kadın tarihi ve kadın sorunlarıyla biten sohbet sonrasında şiirler okundu. İyi ki de gitmişim. Bir arada olmak hepimize iyi geldi.

17 Martta Köln’deydim. Enver Karagöz Edebiyat Dostlarının düzenlediği etkinliğe katıldım.

Merkez yöneticisi Işılay Karagöz geceyi başlattıktan sonra Saadet Akyurt, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün önemine değinen bir konuşma yaptı.

Daha sonra Emin Alıcı önderliğindeki Inter Kultur Korosu Aşık Veysel’in türkülerini zaman zaman seyircilerle birlikte söylediler.

Şiirler okundu. Edebiyat kısmında Işılay Karagöz’ün sorularını Nursen Yiğit Ural ile yanıtladık.

Newroz ateşi Newroz ezgisi eşliğinde yakıldı.

Gecede toplanan bağışlar 1 Nisandaki İlkay Yılmaz’ın konserinde toplanan bağışlarla bir araya getirilerek Türkiye’ye gönderilecek.

Dönüşümüz tam bir macera oldu. Havaalanındaki grev ortalığı savaş alanına çevirmiş gibiydi. Uçaktan indiğimde o sisli karanlık hava günlük güneşlikmiş gibi içimi ısıttı.

Ayağımın tozuyla, bu kez 18 Marttaki Fireweeds Vakfının Zeleha’daki toplantısına katıldım. Yasemin Brett’in konuk olduğu toplantının başlığı; “Ekolojik Yaşam Zihniyetini Geliştirmek” olarak belirlenmiş.

Dünyadaki ekolojik dengelerin nasıl bozulduğunu dinlediğinizde küçük bir travma geçirebilirsiniz.

Birdenbire başımıza çökecek felaketler çoktan başlamış da haberimiz yokmuş diyeceğim ama diyemiyorum. Çünkü hepimiz haberdarız fakat görmezden geliyoruz. Yasemin Brett özetle, “Mum gibi erimek istemiyorsak yaşam biçimlerimizi değiştirmeliyiz” diyor.

Mine Ovacık; “İklimsel değişimin olumsuz etkilerini yaşadığımız bu zamanda, çevresel konularda kişisel farkındalığımızı ve gündelik alışkanlıklarımızı olumlu değişim için nasıl ekolojik bir zihniyete dönüştürebileceğimizi birlikte düşünüp, kendimiz için çözümler yaratacağız” diyor ve ekliyor, “Bu toplantılar, bu çalışmalar devam edecek.”

Yasemin Brett kimdir?

Yasemin Brett, 1975 yılında Londra’ya gelerek üniversite eğitimini Siyasi Bilimler ve Felsefe alanında tamamlamış. Kariyer hayatına önce kısa bir süre bankacılık ve ardından Londra’da bir Akıl Hastanesinde terapist olarak 4 yıl çalışarak başlamış. Ardından çeşitli kurumlarda sosyal, toplumsal ve çevresel sorumluluk sahibi rollerde Londra’da Türk ve diğer etnik kökenli topluluklara fayda sağlayan, kadın hakları, hayvan hakları vb. konularda faaliyetler ve projeler gerçekleştirmiştir.

Avrupa’daki ilk Türk kökenli Belediye başkanıdır. 2000’li yıllarda Enfield Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuştur. Aynı belediyede “İlk Türkçe konuşan Kadın Meclis Üyesi” olarak, Halk Sağlığı ve Toplulukları için 6 yıl görev yapmıştır.

Son yıllarda ENCAF ana üyesi olarak, İklim Değişimi ve Sürdürülebilirlik alanlarında kent ölçeğinde halkı bilinçlendiren proje ve faaliyetler gerçekleştirmektedir.