Keller koronavirüse karşı daha mı zayıf?

ABD’de bulunan Brown Üniversitesi Dermatoloji Profesörü Carlos Wambier, batı medyasında geniş yankı uyandıran bir araştırmaya imza attı. Wambier’in iddiasına göre koronavirüs kel erkekler için daha tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.

Profesörün atıfta bulunduğu ve kelliğin Covid-19’lu erkeklerde ciddi semptomlar yaşama riskini daha da yükselttiğini savunan iki ayrı araştırmaya göre, İspanya’da hastanelerde virüsten kaynaklı tedavi gören erkek hastaların büyük bölümü kel.

Araştırmacılara göre testosteron gibi erkek cinsiyet hormonları olarak tanımlanan androjen saç dökülmesini tetikliyor ve kısmen savunmasız bıraktığı hücrelere virüsün daha kötü zarar vermesine yol açıyor. Uzmanlar androjenlerle virüs arasındaki bağı şöyle ifade ediyorlar: Androjen başta prostat kanseri olmak üzere çeşitli rahatsızlıkların yayılması ve vücudun kanserli hücreler veya virüslerle savaşmasını engelleyen bir olumsuz etki yaratıyor. O kadar ki hormon tedavisi veya androjen baskılama tedavisi, prostat kanseri ile mücadelede yaygın olarak kullanılan bir yöntem halinde. Tedavide asıl amaç androjen üretimini baskılayarak kanserli hücrenin yayılmasını engellemek. Söz konusu hormanlar, kanserde olduğu gibi viral enfeksiyonlarda da vücudun savunma gücünü azaltıyor. Erkeklerde saç dökülmesinin tıp dünyasındaki adı da Androgenetik Alopesi. Yani androjenler saç dökülmesinin de en önemli tetikleyicisi faktörlerin başında geliyor.

İspanya’daki araştırmalar, hastanelerde covid-19 tedavisi gören erkeklerin önemli bir bölümünün kel olduğunu gösteriyor.

Kellik mi, kronik rahatsızlıklar mı?

Amerikan üniversitesinin referans aldığı araştırmaların ikisi de İspanyol hastanelerinde yapıldı. İlk araştırmada hastanelerde Covid-19 teşhisi ile yatan 41 hastanın yüzde 70’i; ikinci çalışmada ise, Madrid hastanelerindeki 122 erkek koronavirüs hastalarının yaklaşık yüzde 80’inin kel olduğu tespit edildi.

Daily Telegraph gibi pek çok medya kuruluşu söz konusu araştırmaları, ‘kellik türü saç dökülmesi olan erkekler diğer erkeklere göre orantısız olarak daha çok hastaneye kaldırılıyor’ şeklinde duyururken bazı uzmanlar bu bulgulara karşı çıkıyor. Bu çevrelere göre ‘risk altındaki’ yaş gruplarına mensup yaşlı insanların kel olma olasılıklarının daha yüksek olduğu göz önüne alındığında, sonuç muhtemelen şaşırtıcı değil. Ayrıca daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulan şey, çalışma katılımcılarının astım, diyabet, kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlıklara sahip olup olmadıklarıdır; çünkü bu gruptakiler, daha geniş çaplı verilere göre virüse karşı daha savunmasız görünmektedirler.

ABD’de bulunan Brown Üniversitesi Dermatoloji Profesörü Carlos Wambier, geniş yankı uyandıran araştırmanın lideri.