Kadınların uğradığı ayrımcılığa karşı ayağa kalkmalıyız
DAY-MER Kadın Komisyonu, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’ dolayısıyla yayınladığı yazılı açıklamada, kadınların uğradığı sistematik ayrımcılığa karşı hep birlikte mücadele etmenin önemine değinerek, “Koronavirüs salgını bahanesiyle gasp edilmeye çalışılan kazanılmış haklarımızdan ve taleplerimizden vazgeçmeyeceğimizi yine, yeniden haykırıyoruz” vurgusu yaptı.
Day-Mer Kadın Komisyonu, konuyla ilgili açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Siyasetin erkekleşmesine, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, aile içi şiddete, devletin uyguladığı şiddete, savaşa, ırkçılığa ve faşizme karşı; eşitlik, barış ve özgürlük taleplerimizi en yüksek sesle dile getirdiğimiz gündür 25 Kasım.
Kovid-19 pandemisi kadınları daha olumsuz etkiledi
Yaşadığımız şu günlerde Kovid-19 Pandemisi dünya çapında milyonlarca yaşamı olumsuz etkilemektedir. Yapılan araştırmalar özellikle kadınların daha olumsuz etkilendiğini göstermektedir. Pandemiyle gelen sokağa çıkma yasağı ile beraber okulların ve kreşlerin kapanmasıyla; çocukların eğitimi annenin sırtına kalmıştır. Çocuk bakımı, ev işi, yemek temizlik yine kadının yerine getirmesi gereken sorumluluklar olarak devam etmektedir.
Pandemiye rağmen,üretimin durmadığı, hayatın devam ettiği alanlar da oldu. Ön planda çalışan sağlık çalışanları, hizmet sektörü, perakende ve toptan satış yapan işyerleri, fabrikalar ve eğitimciler çalışmaya devam edenlerdi. Sağlık, hizmet ve eğitim çalışanlarının çoğunluğunu kadın çalışanlar oluşturmaktadır. Bu alanda çalışan kadınların virüsle enfekte olma ve sağlık sorunları yaşama olasılıkları daha yüksektir.
Kadınlar açısından eşitsizlik ve sömürü daha da derinleşti
Pandeminin kadınlar üzerinde görülen diğer bir olumsuz etkisi ise, finansal etkisidir ki istatistikler kadınların erkeklere oranla iki kat güvencesiz işlerde çalıştığını göstermektedir. Çocuk bakımı ve çocuklara zaman ayırmanın yine kadının sorumluluğunda olması, bu nedenle de güvencesiz, sözleşmesiz bir iş yerinde çalışan kadınların işten ayrılmaları ya da çıkarılmalarıyla sonuçlanmaktadır. Çalışan kadınların yaklaşık üçte birinin, iş yerinde terfi için haksızlığa uğrayarak terfi hakkını alamadığını, yine her 10 işçiden üçünün iş yerinde sözlü tacize uğradığı belirtilmektedir. Koronavirüs ile birlikte işgücü piyasasında, var olan eşitsizlik, adaletsizlik ve sömürü daha da derinleşmiştir.
Kadınlara yönelik şiddet ve öldürme vahim noktaya ulaştı
Pandemi sürecinde, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri daha da vahim bir noktaya gelmiştir. Birçok kadın karantina altında güvende olmaları gereken yerde, yani evlerinde, şiddetle karşı karşıya kalıyor! Dünya genelinde kadın sığınma evlerinde yüzde otuzluk bir artış yaşanmıştır. Pandemiden öncede kadın danışma merkezlerine ulaşan kadınların paylaşımları şiddetle mücadele mekanizmalarına ulaşmakta zorluk yaşadıkları ve yetersiz olduğu yönündeydi. Pandemiyle birlikte erişim zorluğunun daha da arttığını ve mekanizmaların yeterli olmadığı belirtilmektedir.
Kadınların uğradığı ayrımcılığa karşı mücadele etmeliyiz
Karantina tedbirlerinin gevşediği; ancak salgının tüm hızıyla devam ettiği bugünlerde ise bizlerde Day-Mer Kadın Komisyonu olarak hükümetlerin, sendikaların, ilgili tüm kurum ve kuruluşların politikalarını belirleyip uygularken, kadınlara yönelik şiddetin, tacizin, ayırımcılığın, eşitsizliğin, boyutlarını dikkate almaları gerektiğini yineleyerek taleplerimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınların uğradığı sistematik ayrımcılığa karşı ayağa kalkmalı ve sesimizi hep birlikte yükseltmeliyiz. Salgın bahane edilerek gasp edilmeye çalışılan kazanılmış haklarımızdan ve taleplerimizden vazgeçmeyeceğimizi yine, yeniden haykırıyoruz.”