İngiltere ADD Başkanı Jale Özer, “Atatürk’ün, ‘Eşitlik, özgürlük, demokrasi gibi kavramlar, ancak milli devletimiz ve bağımsız laik Cumhuriyetimiz varsa kullanılabilir’ söyleminin ışığında, bütün olumsuzluklara karşın, içimizdeki umut ağacının, yüce Cumhuriyet çınarının kurumasına asla izin vermeyeceğiz. Atatürk’ün, ilke ve inkılaplarını eksiksiz benimseyeceğimize, akıl ve bilim ışığında gösterdiği yolda ödünsüz yürüyeceğimize bir kez daha söz veriyoruz” dedi.
İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (İADD),organize ettiği, “Ata’mızı Anma ve Anlama” konulu konferans, 8 Kasım 2019 Cuma akşamı, İstanbul Gedik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi Bölümü Öğretim üyesi Dr. Orhan Çekiç’in de katılımıyla gerçekleştirildi.
İngiltere ADD Gençlik Kolları’nın en genç üyesi, 14 yaşındaki Hümeyra Aksoy’un sunduğu konferansa aralarında; Hackney Belediye Meclis üyesi Can Özsen, İngiltere ADD Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Belma Ötüş Basket, Kurul üyesi Prof. Dr. Mustafa Ataç, İADD Onur ve Disiplin Kurulu Başkanı Turan Erdemgil’in de olduğu çok sayıda kişi katıldı.
“Milletine Sağlam Bir Gelecek Bıraktı”
Konferansın açılış konuşmasını yapan İngiltere ADD Başkanı Jale Özer, Mustafa Kemal Atatürk’ün devlet adamlığının hiçbir lidere benzemediğine dikkat çekti. “O, Türk yurdunu düşman istilasından kurtardıktan sonra kılıcını kınına koydu. Vatanın parçalanmak tehlikesi varken, bir savaş kahramanı olan bu büyük Türk, yurdunu kurtarıp, ulusun istiklalini sağlayınca bir sulh perisi oldu. Kendisine inanan ve gösterdiği yolda coşkuyla kenetlenen halkını yeni maceralar peşinde koşturmadı.Halk çocuğu olduğunu asla unutmadı. Bunu unutmadığı için de hep halk içinde, milletinin refah ve mutluluğu için çalıştı. Kendisini daha fazla yükseltmeyi değil, arasında yaşadığı, bir bireyi olduğu vatandaşlarını yüceltmeyi yeğledi” diyen Özer, Atatürk’ün ölümünden sonra da milletine güzel, sağlam, kuvvetli ve ilelebet payidar olacak bir gelecek bıraktığının altını çizdi.
“Cumhuriyetin Kazanımlarına Sahip Çıkacağız”
Jale Özer, “Yeryüzünde hiçbir lider, Mustafa Kemal Atatürk kadar milletine malolmamış, ulusu tarafından sevilmemiş, ölümü karşısında bütün bir millet tek kalp, tek vücut olarak gözyaşı dökmemiştir. Bugün bağımsız bir ülkede başımız dik yaşıyorsak, onun önderliğinde kazanılan Kurtuluş Savaşı sayesindedir. Atatürk’ün aramızdan ayrılışının ardından 81 yıl geçti.Türkiye bugün, tarihinin en buhranlı dönemini yaşıyor. Büyük kurtarıcımıza, çok değer verdiği TBMM çatısı altında olanlar dahil, bazı çevreler ve kişiler hakaret yağdırıyor. Kurduğu parlamenter sistem yok olmuş, göstermelik olarak devam ediyor. Kurtuluş ve kuruluş aşamaları karalanmaya çalışılıyor. Atatürk ilke ve inkılapları gizli-açık aymazlıklarla kaldırılmak isteniyor. Cumhuriyet kazanımları ya satılıyor ya da içi boşaltılıyor.Laik Cumhuriyete, ulusal ve üniter devlet yapısına karşı çıkılıyor. ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ şiarı dış politikada göz ardı edildiğinden tüm komşularımızla kavgalı durumdayız. Ülke bölünmek isteniyor.Bu şartlar altında, bugün içine sürüklendiğimiz bölünme ve çözülme sürecinde, milli birliğe,ulus-devlet ve üniter yapımızı korumaya, Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkmaya azimliyiz. O’nun, ‘Eşitlik, özgürlük, demokrasi gibi kavramlar, ancak milli devletimiz ve bağımsız laik Cumhuriyetimiz varsa kullanılabilir’ söyleminin ışığında bütün olumsuzluklara karşın, içimizdeki umut ağacının, yüce Cumhuriyet çınarının kurumasına asla izin vermeyeceğiz. Atatürk’ün, ilke ve inkılaplarını eksiksiz benimseyeceğimize, akıl ve bilim ışığında gösterdiği yolda ödünsüz yürüyeceğimize bir kez daha söz veriyoruz” dedi.
Orhan Çekiç’ten İlgi Çeken Sunum
Konferansa konuşmacı olarak katılan ve yaptığı sunum büyük ilgi gören İstanbul Gedik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi Bölümü Öğretim üyesi Dr. Orhan Çekiç ise, çeşitli belgeler ışığında, Kurtuluş Savaşı’nın tüm aşamalarını aktardı, Cumhuriyetin hangi koşullarda nasıl kurulduğunu ve ardı ardına yapılan devrimleri anlattı. Atatürk’ün dış politikasına da değinen Çekiç, “Atatürk,9 Şubat 1934’te Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında Balkan Antantı ile batı bölgesini, Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında imzalanan bölgesel bir saldırmazlık ve dostluk antlaşması olan Sadabat Paktı ile de doğu bölgesini güvence altına aldı. Bu, Atatürk’ün dış politikasında ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ şiarına ne kadar önem verdiğinin en büyük kanıtıdır” dedi.