BBC’nin öfkesi: ‘İntikam soğuk yenen bir yemektir’

Londra’da ki evinden eşi ve çocuğu ile 250 mil uzaklıktaki ailesinin yanına Durham’a gittiği ortaya çıkan Başdanışman Dominic Cummings ülke gündemini meşgul etmeyi sürdürüyor. Kamuoyundan gelen bütün tepkilere rağmen önce Bakanlar, ardından bizzat Başbakan’ın bizzat sahip çıktığı Cummings günlerdir gazetelerin manşetlerinden inmiyor.

Başdanışman’a en sert muhalefet ise, beklenenin aksine muhalefetten değil, devlet televizyonu BBC’den geliyor. BBC günlerdir, muhalefet liderlerinden torunlarını göremeyen büyük annelere, akademisyenlerden din adamlarına ulaşabildiği herkesten, Başdanışman aleyhine sert mesajlar alıyor.

Kendisini, ailesi ile birlikte izolasyona almak için Durham’a gittiğini söyleyerek savunan Dominic Cummings’in evinin önünde adeta kamp kuran onlarca fotoğrafçı ve kameraman arasında ilk sıralarda BBC muhabirleri yer alıyor.

Başbakan Boris Johnson’un, muhalefet ve kamuoyundan gelen tepkilere ne kadar dayanacağı henüz kestirilemezken BBC, Başdanışman’a karşı cephenin orkestra şefliğini üstlenmiş durumda.

Peki, BBC neden, pandeminin etkileri ile boğuşan bütün ulusal problemleri geri plana itip Başdanışman’ın istifasına kilitlenmiş durumda?

Hiç kuşkusuz Başdanışma’nın yaptığı, en azından ahlaki açıdan doğru değil. Ancak söz konusu sorunun cevabı ve BBC’nin neden bu kadar öfkelendiği sorusunun yanıtı, salgın ve karantinanın henüz bütün ülkeyi etkisi altına almadığı Mart ayının başlarında yayınlanan haberlerde yer alıyor.

Aslında Aralık ayında yapılan ve Muhafazakarların tarihi zaferi ile sonuçlanan seçimlerin hemen arkasında başlayan bir tartışma, o günlerde giderek daha fazla biçimde ülke gündemini meşgul etmeye başlamıştı.  Parlamentonun gündemine gelen bir tasarı ile siyasetçiler, BBC’nin ana gelirini oluşturan zorunlu TV lisans ücretlerinin kaldırılması ve vatandaşların gönüllülük esasına dayalı katkı payı sağlayacakları Netflix tarzı bir yapılanmayı öngören bir modeli tartışılıyordu.

Tasarının arkasındaki fikir babası ise, BBC’nin önünde toplanan ve ‘BBC bizimdir’ sloganı atan göstercilerin maketlerini parçaladıkları Dominic Cummings’ten başkası değildi.

The Times gibi hükümete yakın gazetelere göre Başbakan Boris Johnson’un dahi sıcak bakmadığı tasarıyı ısrarla gündemde tutan Cummings, BBC’yi en azından daha az tv ve radyo kanalına sahip, çalışan sayısı azaltılmış bir yapıya dönüştürmeyi hedefliyordu. Üstelik çok sayıda Muhafazakar Partili milletvekili, Aralık ayındaki seçimlerde muhalefete daha çok yer verdikleri ve İşçi Partisi taraftarı programcıları ile hükümete karşı muhalefet yaptıkları gerekçesi ile Başdanışmana destek veriyordu. 12 Mart’ta parlamento komisyonunda görüşülmeyi bekleyen tasarı, koronavirüs salgınının gölgesinde şimdilik unutuldu.

Ancak o günlerde bıçak sırtında yaşayan BBC, yasalaşması büyük olasılık olan tasarının intikamını alma fırsatını kaçırmadı. Karantina kurallarını ihlal ettiği ortaya çıkan Başdanışman, Bakanlardan Başbakan’a, devletteki bütün gücüne rağmen, yine bir devlet kuruluşu olan BBC’nin insafına kalmış durumda. BBC ise Başdanışman’ın kellesini almadan bu kavgaya son verecek gibi durmuyor.