Melis ÇERLEK (Sağlıklı Yaşam Danışmanı)
Yeni yılda kendi dengemizi bulduğumuz alkali bir beden nasıl yaratabiliriz?
Son zamanlarda özellikle covid sürecinden geçerken sağlıklı yaşam trendleri arasında yer alan alkali beslenme ön plana çıkıyor. Alkali beslenme, yapılan araştırmalar sonucu vücudun ph dengesinin beslenme ile yolu ile değiştirilebileceği, asidik besinlerin yerine alkali yiyecekler tercih edilerek sağlanacağı biliniyor. Asidik ve alkali besinleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Alkali Yiyecekler (%75 tüketim):
Yüksek Alkali; Tüm yeşil yapraklı sebzeler (çiğ), Yeşil sebzelerin suyu, Tüm sebzeler (çiğ), Baklagil ve tahılların filizleri, Bütün filizlendirilmiş çimler (buğday, arpa vs.), Deniz yosunları, Limon, satsuma, greyfurt, Karpuz, Kavrulmamış, çiğ, suda bekletilmiş badem, Avakado, Tüm yemeklik otlar.
Alkali; Buharda pişmiş sebzeler, Tüm olgun meyveler, Bitkisel süt ve süt ürünleri (badem sütü, kaju peyniri vs.), Sızma, doğal yağlar, Baharatlar ve kurutulmuş bitkiler, Kafeinsiz bitki çayları, Oolong çayı.
Alkali Mineraller; Kalsiyum, Magnezyum, Potasyum, Sodyum, Silikon, Demir, Manganez.
Alkali Duygular; İyi yüreklilik, Sevgi, Minnet, Mutluluk, Dinlenme, Egzersiz, Pozitif düşünce, Derin nefes alma/meditasyon, Yeterli alkali su içmek.
Asidik Yiyecekler (%25 tüketim):
Yüksek Asidik; Tüm etler, Hayvansal süt ve süt ürünleri, Tüm ekmekler,makarnalar, işlenmiş tahıllar, Beyaz un ve buğdaydan yapılan tüm işlenmiş yiyecekler, Beyaz şeker, Yapay tatlandırıcılar ve kimyasal katkı maddeleri, İşlenmiş çikolatalar ve diğer şekerlemeler, Ketçap, mayonez, şişelenmiş salata sosları, Kafein, siyah çay, Alkol çeşitleri, Hazır meyve suları.
Asitli içecekler:
Asidik; Pişmiş baklagiller ve tahıllar, İşlenmiş soya ürünleri, Patates, mısır,
Tam tahıl ekmeği ve tam taneli tahıllar, Konserve ve şişelenmiş tüm sebze ve meyveler, Tüm pişmiş yağlar, Tüm sirkeler, Bal, Kuru meyveler, Tüm sert kabuklu kuruyemişler (çiğ badem hariç).
Asidik Mineraller; Fosfor, Klor, Nitrojen, Sülfür.
Asidik duygular ve aktiviteler; Kıskançlık, Nefret, Korku, Öfke, Stres, Yorgunluk/uykusuzluk, Hareketsizlik, Sigara/uyuşturucu kullanımı, Radyasyona maruz kalmak: Televizyon, bilgisayar, susuzluk.
Asit yükü arttığında hücreler ve organlar zarar görmektedir. Bunun devamında da genel sağlığın bozulmasına neden olmaktadır. Hücreler vücudun ph dengesine karşı çok duyarlı olduğundan dolayı asit-alkali dengesi bozulduğunda yorulmaya başlar. Bundan dolayı organlar daha fazla çalışmaya başlar ve metabolizma yavaş çalışır. Beraberinde kilo problemleri başlar ve vücudun yaşlanma süreci hızlanır. Asidik besinleri alkali besinlerle değiştirdiğimizde kandaki ph dengesi sağlanıyor. Yani vücuttaki asit seviyesini düşürüp alkali seviye arttırılarak sağlık problemlerinin önüne geçiliyor.
Günlük olarak min. 2,5 lt. alkali su tüketimi önemli.
Alkali su seçenekleri:
1lt. su içerisine 1 sıkma limon
1lt. su içerisine 1 yk. organik elma sirkesi
1lt. su içerisine 1 çk. İngiliz karbonatı
1lt. su içerisine baş parmağı kalınlığında taze zencefil
1lt. su içerisine 4-5 taze nane yaprağı,çubuk tarçın,1 dilim limon.
Yoga da denge pozlarının önemi: Yoga, zihni ve bedeni keşfetmek için yapılan en iyi egzersizlerden biridir. Doğru şekilde nefes almayı ve kendi bedenimizi sevmeyi öğretip, hayatlarımızı daha da iyileştirmeye yardımcı olur. Bedenimizi daha alkali yapmamıza yardım olur. Beraberinde nefes egzersizleri ve meditasyonlar çok iyi bir kombindir. Denge pozları; bacakların, kasıkların, göğüs kafesinin ve omuzların açılıp esnemesini sağlar. Bacak ve karın kaslarınızı, ayak bileklerinizi ve iç uyluklarınızı güçlendirir. Denge pozları düzenli yapıldığında kısa sürede dengeyi bulmanıza yardımcı olacaktır.
Bu yoga pozunda; Kürek kemiğinin hareketliliği,hem omuz eklemlerinin aşırı hareketini önleyerek kolları pozisyona getirmek hem de sırt omurgasının akstansiyonunda hareketlilik sağlamak için oldukça önemlidir. Kaldırılmış olan bacağı addüksiyonda ve iç rotasyonda tutmak zor olabilir. Kalça ekleminin dış rotasyonunda daha fazla hareketlendirilmesi veya bel omurgasının çok fazla ekstansiyonu gibi tehlikeleri beraberinde getirecektir. Bu pozda diyaframın hareketi, derin omurga ekstansiyonu sebebiyle en aza indirilmiştir. Omurganın derin kaslarından gelecek daha fazla destek ve sırt ile gövdenin yüzeysel kaslarının daha az çaba sarf etmesi,nefes için yer açılmasını sağlar.
İnsandaki prana ve apana yolları; besin içeri, atık dışarı: Vücudun besini alma ve atığı atma süreçleri bir hücreninki kadar olmasa da, prana ve apana terimleriyle açıklanamayacak kadar da karmaşık değildir. İnsan sistemi yukarıdan ve aşağıdan açıktır. Pranayı, yani katı ve sıvı besinleri yukarıdan alırız. Bu katı ve sıvılar beslenme kanalına girerek sindirim sisteminden geçer. Pek çok kıvrım ve dönüşü geçerek aşağıdan atık madde olarak atılır. Atık yalnızca vücudun aşağısına, tek çıkış noktasına doğru ilerleyebilir. Sıvı ve katı atıkların dışarı atılabilmesi için apana gücünün bunlar üzerindeki etkisinin aşağı doğru olması gerektiği bilinir. Prana vücudumuza, katı ve sıvılar gibi “nefes” olarak gaz formunda da yukarıdan girer ve diyaframın üzerinde, akciğerlerde kalarak alveollerdeki kılcalarla gaz değişimini gerçekleştirir. Akciğerlerdeki atık, girdiği yoldan dışarı atılır. Apananın, atık solunum gazları üzerindeki etkisi yukarıya doğru olmak zorundadır. Apana, ne tür atık üzerine çalıştığına bağlı olarak aşağı veya yukarı özgürce hareket edebilmektedir. Apananın aşağı hareketini tersine çevirmek, yoga ile kazanılabilecek ancak pek çok kişinin eğitim almadan sahip olamadığı basit ve kullanışlı bir yetidir. İnsanlar apanalarını harekete geçirmek için onu aşağı itmeye alışkındır. Pek çok kişi vücuttan herhangi bir şey atılması getektiğinde vücudun sıkışıp onu aşağı itmesi gerektiğini öğrenmiştir. Bu nedenle başlangıç seviyesindeki pek çok yoga öğrencisi, nefesini tamamıyla dışarı vermesi söylendiğinde solunum kaslarını idrara veya dışkıya çıkıyormuşçasına çalıştırır. Prana ve apananın vücutta sağlılı bir karşılıklı ilişkinin olması için vücudun metabolik yollarının engelleyici güçlerden arınmış olması gerekir. Nefes verme sistemden atığın temizlenmesi olduğundan dolayı; nefes vermeyi kolaylaştırırsak nefes alma kendiliğinden düzene girecektir.
İstenmeyenden kurtulduğumuzda ihtiyaç olana yer açmış oluruz!
Bedenimizi alkali yapmak için daha fazla yoga, egzersiz yapalım. Nefes, meditasyon çalışmalarını geliştirelim. Daha alkali besinler tüketelim; 2021’de beden-zihin-ruh bütünlüğü ile daha alkali ve sağlıklı bir beden yaratmak bizim elimizde. Şimdi günlük rutinlerinizi gözden geçirip kendi alkali bedeninizi yaratmak için yeni bir rutin oluşturun.