İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu (İTDF) ve üye derneği Azerbaycan Evi, bir basın açıklaması yayınlayarak, Ermenistan’ın tüm kışkırtmaları ve militarist girişimlerine rağmen Karabağ’ın, egemen Azerbaycan toprağı olduğunu ve daima öyle kalacağını vurguladı. Karabağ’da bulunan illegal sözde ‘devlet’ yapılanmasını ve destekçisi olan işgalci Ermenistan devleti ve ordusunu şiddetle kınayan İTDF, Ermenistan’ı Karabağ’daki hukuksuz işgale son vermeye ve Azerbaycan’ın milli egemenliğine saygıya davet etti.
İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu (İTDF) ve üye derneği Azerbaycan Evi’nin basın açıklaması şöyle:
“Ermenistan ordusunun Azerbaycan’ın Tovuz serhat kentine yaptığı askeri tecavüzkar provokasyon harekatı sonucu gelen şehit haberleri, Türk Milleti’nin derin üzüntüsüne sebep olmuştur. Başta Tümgeneral Haşimov ve Albay Mirzeyev olmak üzere, vatanlarını işgalden kurtarma çabaları sırasında şehit düşen tüm Azerbaycan ordusu mensuplarını saygı ve minnetle anıyoruz.
Tüm devletler, uluslararası hukuka ve BM kararlarına uymalıdır
12 Temmuz’da çıkarılan provokasyon sonucunda başlayan çatışmalar, işgal altındakı halkın can güvenliğini ve bölgesel istikrarı tehlikeye sokmaktadır. Dağlık Karabağ bölgesi ve etrafındaki bölgelerin tamamı, ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 1992-1994 tarihli kararları (822, 853, 874 ve 884) ve BM üyesi olan hemen hemen her ülke tarafından Azerbaycan’ın milli sınırlarının içerisinde olarak kabul edilmektedir. Ermenistan’ın bölgedeki haksız ve hukuksuz işgali ve insan hakları ihlalleri, dünyaca kınanmış ve Azerbaycan sınırlarını derhal terk edilmesi istenmiştir.
Buna rağmen Ermenistan, 1988’de başlayan savaştan bu yana Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal altına almıştır. Bu kanlı insanlık dışı işgaline, 30.000’den fazla kişinin ölümüne sebep vererek, katliamlar ve insanlık suçları işleyerek devam etmiştir. Aynı zamanda yalan tarih yazarak ve bölgede tarihsel ve etnik hakları olduğunu iddia ederek, bölgedeki halkı ırkçılık ile kışkırtarak bir arada yaşayamaz hale getirmeye çalışmıştır.
Başta Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere, tüm devletler uluslararası hukukun ve mercilerin verdiği kararlara sadık kalarak, Ermenistan’ın bölgedeki savaş suçlarına karşı Azerbaycan’ın yanında birleşmelidir. Bir devlet başka bir devletin %20’sini işgal ettikten sonra ‘sükûnet’, ‘müzakere’ ve ‘siyasi çözüm’ çağırıları yapmak, külleyen anlamsız ve tehlikelidir. Çünkü bu tutum, işgali normalleştirmek ve meşrulaştırmak anlamına gelmektedir. Bölgedeki Ermeni saldırganlığı, hiçbir ülkenin çıkarına değildir.
Birinci tehlike, Ermenistan’ın dinmeyen Türk düşmanlığı ve militarist devlet anlayışıdır
Çıkan bu son çatışma, Ermenistan’ın haddini aşmış, uluslararası hukuk tanımayan, komşularına düşmanlık besleyen ve Türk ırkçılığına dayanan militarist devlet anlayışını sürdürme kararlılığını açıkça göstermektedir. Azerbaycan ve kardeş ülke Türkiye, bu kışkırtıcı ve bölgesel destabilizasyon odaklı anlayışa yabancı değildir. 1980’lerden beri ASALA terör örgütünün Türk diplomatlarını şehit etmesi, Hocalı’daki anne ve çocukları katledilmesi, Azerbaycan sınırlarını sürekli ihlal ve işgal etme girişimleri ve dünya çapında sözde ‘soykırım’ yalanlarını yaymak için diasporada her tür lobicilik, mafya ve organize suç örgütüyle iş birliği yaptıkları, kesinlikle unutulmamalıdır. Bu yalanları yayıp Türkiye’yi ‘soykırım inkarı’ ile suçlarken kendileri, Hocalı katliamını inkar ederek Azerilerin ‘kendi kendilerine katliama uğrattıklarını’ iddia etmekten bile çekinmemişlerdir.
Ermenistan’ın uydurduğu politikaların ufacık bir mantığı veya dayanağı olmasa da bölgede istikrarsızlığa sonuç vermeye devam etmektedir. Ermenistan halkı, devletlerinin komşularıyla düzgün ilişkiler yürütmemesi sonucu ağır ekonomik bedeller ödemiş ve ülkelerinden kaçmak için yollar aramaktadır. Düşman olarak gördükleri Türkiye’ye bile sığınmışlardır. Buna rağmen, Ermenistan devletinin kalbinde yatan ırkçılık ve Türk düşmanlığı ilkeleri hem kendi halkına hem bölgedeki diğer ülkelere büyük tehlikeler sunmaya devam etmiştir. Bunun için Türk Milleti ile beraber milli egemenlik ve bağımsız devlet anlayışına saygı duyan tüm uluslar, bu kışkırtıcı, haddini aşmış ve uluslararası hukuka aykırı militarist girişimlere ‘DUR’ demekle yükümlüdür.
Biz, daima Azerbaycan devletinin yanında olacağız. Karabağ, Azerbaycan’ındır!
İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu ve üye derneği Azerbaycan Evi olarak, Türk dünyasının haklarını korumak için bize düşen her görevi yerine getirmeye hazırız. Aynı zamanda, Ermenistan’ın yalan tarih yazma girişimlerine ve etnik ayrımcılığına ne kadar aykırı olsa da, bölgedeki halkın ırk ve dini farklılıklarına bakmaksızın bir arada huzur içerisinde yaşaması, can güvenliğinin tehdit edilmemesi ve insan haklarının korunması, ortak arzumuzdur. Azerbaycan devleti, işgalin sonlandırılmasının ardından bu yöndeki garantileri birçok uluslararası mercide vermiştir.
Ermenistan’ın tüm kışkırtmaları ve militarist girişimlerine rağmen Karabağ, egemen Azerbaycan toprağıdır ve daima öyle kalacaktır. Orada bulunan illegal sözde ‘devlet’ yapılanmasını ve destekçisi olan işgalci Ermenistan devleti ve ordusunu, bir kez daha şiddetle kınıyor, hukuksuz işgaline son vermeye çağırıyor ve Azerbaycan’ın milli egemenliğine saygıya davet ediyoruz. Aynı zamanda, bölgede ölüme ve büyük ekonomik sıkıntılara neden olan militarist Ermeni politikalarına derhal son verilmelidir.
İlgilenen tüm herkesi desteğe çağırıyoruz
Ermenistan devletinin uluslararası hukuk ihlalleri ve sözde ‘soykırım’ yalanları hakkında daha fazla bilgi için tüm ilgilenenler, ‘Facts in Turko-Armenian History (FTAH) websitesini (www.ftah.net) ziyaret edebilirler.
‘Ne yapabiliriz?’ sorusunu soran tüm toplum üyelerimizi ise Federasyon’un (Federation of Turkish Associations UK) ve Azerbaycan Evi’nin (Azerbaijan House Culture & Friendship Centre) faaliyetlerini, aşağıdaki detaylar aracılıyla takipte kalmaya, katılmaya ve iletişime geçmeye davet ediyoruz.”
İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu: www.ftauk.org, info@ftauk.org
Azerbaycan Evi: www.azerbaijanhouse.org, azerhouse@gmail.com