İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği’nin de kurucu üyesi olduğu ve şu andaki yönetim kurulunda görev aldığı Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu (ADDP), yayınladığı basın açıklamasında Ayasofya Müzesi’nin statüsünün değiştirilmesine tepki gösterdi.
ADDP açıklamasında, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz barış mesajlarından en anlamlı birini temsil eden Ayasofya Müzesi’nin statüsünü değiştirmenin Cumhuriyet hukukuna aykırı olduğunu öne sürdü.
Atatürkçü Düşünce Dünya Platformu’nun, Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesine dair açıklaması şöyle:
“Ayasofya, insanlığın ortak kültürüne hizmet eden bir müzedir”
Bu yazının başlığı, 2014 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bir yayınında yer alan bir cümledir. 2020 yılına kadar Ayasofya’nın evrensel bir yapıt olduğunu, müze olarak kalmasının daha doğru olacağını savunan bir hükümet, bir anda kendi fikirleri ile çelişkiye düşmüştür ve Ayasofya’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrini ve ibadete açılmasını öngören bir karar vermiştir.
KARAR CUMHURİYET HUKUKUNA AYKIRI
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eşsiz barış mesajlarından en anlamlı birini temsil eden Ayasofya Müzesi’nin statüsünü değiştirmek, Cumhuriyet hukukuna aykırıdır!
Bu karar, İstanbul’u yabancı ülkelerin işgalinden kurtarıp, Ayasofya ve nice diğer tarihi değeri Türkiye’ye kazandıran Büyük Atatürk’ün Türk milletine armağan ettiği hoşgörü, inanç özgürlüğü ve insanlık değerlerine aykırıdır!
Fatih Sultan Mehmet’in “irade beyanı”na dayandırılan bu karar, Türkiye Cumhuriyeti hukukunun geçersiz sayılıp, Cumhuriyet öncesi Osmanlı hukukunu geçerli saymaktır! Laikliği ve Cumhuriyet değerlerini hiçe saymak demektir! Dini ve manevi değerler üzerinden siyaset yapmak demektir!
DAHA BAŞKA NELER İPTAL EDİLEBİLİR?
Uzman hukukçuların Danıştay’ın kararı ile ilgili açıklamaları, “bu gerekçeyi kullanarak daha başka neler iptal edilebilir?” sorusunu akıllara getirecek kadar büyük endişeler yaratmıştır.
Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli, Atatürk imzalı Bakanlar Kurulu kararının Danıştay tarafından iptal edilmesinin yol açacağı sorunlar sadece hukuki değildir. Bu kararın tarihi, kültürel, siyasi ve hatta turistik ve diğer birçok boyutları da vardır.
ANAYASA’NIN 90. MADDESİNE AYKIRI
Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatı UNESCO’nun Dünya Kültür Miras Listesinde olan Ayasofya’nın statü veya fiziksel değişimi UNESCO Dünya Kültür Miras Komitesine danışılmadan yapılamaz. Bu bir uluslararası yükümlülüktür. Ancak bu yükümlülük bir kenara itilmiş, üstelik UNESCO’ nun, “Ayasofya’nın statüsünün karşılıklı görüşmeler yapılmadan değiştirilmemesi” mektuplarına cevap bile verilmemiştir. Hukukçuların uyarılarına göre de, uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş yükümlülükleri yerine getirmeden verilen kararlar Anayasa’nın 90. maddesine aykırıdır. Danıştay’ın sağlam bir gerekçeye dayanmayan kararı, laik cumhuriyet değerlerine uymamakta; uluslararası tepkilere yol açmaya devam etmektedir. Ayasofya’nın ibadete açılmasından önce bütün bunların dikkate alınarak Danıştay’ın kararını gözden geçirmesini ve açıklama yapmasını bekliyoruz.
Dünya Atatürkçüleri olarak, en başta “karakteri saydığı bağımsızlık ve özgürlüğü” Türk milletine armağan eden; demokratik, laik bir hukuk devleti kuran; dil, ırk, inanç ayrımı gözetmeksizin herkesi bir bayrak altında birleştiren; akıl ve bilim ışığıyla Türk ulusunu aydınlatan; barışçı ve insancıl dünya görüşüyle tüm dünyayı kucaklayıp insanlığa esin kaynağı olan Büyük ATATÜRK’ün düşüncelerini, uygulamalarını, ilkelerini ve barış ışığını yaşatmak, savunmak ve yaymak bizler için en büyük onurdur.