Home TOPLUM “Çocuklarımızı sokak değil biz yetiştirelim”

“Çocuklarımızı sokak değil biz yetiştirelim”

SHARE
Haringey Belediyesi eski Başkanı Ali Gül Özbek; gençlerin, sokaklardaki kötülüklerden korunmak için en başta anne-babalara görev düştüğünü söyledi. Özbek, ebeveynlerin, çocuklarının eğitim ve gelişimiyle yakından ilgilenmeleri gerektiğini ifade etti.

Toplumun sevilen ismi, Haringey Belediyesi eski Başkanı Ali Gül Özbek; anne-babalara, “Çocuklarınıza sahip çıkın” mesajı verdi.

Ailelere; çocuklarını mutlaka bir dernek veya kuruma götürmelerini, oradaki eğitimi aldırmalarını, kültürel ve geleneksel atmosferi yaşatmalarını tavsiye eden Ali Gül Özbek, “Çocuklarımızı sokak değil biz yetiştirelim. Çocuklarımızın bir dernekte halay çekmesi, sokakta esrar kokusu çekmesinden daha iyi değil mi?” dedi.

Seyit Ali ERSÖZ

Londra’daki Türkiyeli toplumun, son dönemde eğitim alanında yaptığı başarılı faaliyetleri memnuniyetle takip ettiğini söyleyen Haringey Belediyesi eski Başkanı Ali Gül Özbek, eğitim yolunda gösterilen her çabanın, atılan her adımın çok değerli olduğunu ifade etti.

İngiltere’ye ilk geldikleri dönemle kıyaslandığında, ekonomik kaygılarını nisbeten geride bırakan toplumun artık çocuklarına gereken önemi vermesini isteyen Özbek, çocukları ‘sokağa salmaktan’ ziyade, her aşamada eğitime yönlendirip, başarılı olmaları için çaba gösterilmesini gerektiğini vurguladı.

“HİÇ KİMSE ‘BANA NE’ DİYEMEZ”

Toplumun gelişimi için herkese görev ve sorumluluk düştüğünü anlatan Ali Gül Özbek, “Alanında başarılı olmuş kişilerin de topluma örnek olma zorunluluğu var. Hiç kimsenin ‘Bana ne’ deme şansı ve lüksü yok. Bugün başkasının çocuğu yanlış bir şey yapıyorsa, yarın aynı yanlışı senin çocuğun da yapabilir. Eğer toplum çocuklarımıza sahip çıkmaz ve onlara gereken önemi vermezse” dedi.

Türkiyeli toplumun İngiltere’de daha da iyi bir konuma yükselebilmesi için el birliğiyle çalışılması gerektiğinin altını çizen Özbek, “Eğitim şart. Her zaman ‘Önce eğitim’ demeliyiz” diye konuştu.

“49 YAŞINDA ÜNİVERSİTE BİTİRDİM”

Londra’daki Türkiyeli toplumun, eğitim alanında eskiye nazaran çok olumlu faaliyetler içinde olduğunu kaydeden Özbek, bu gelişmeleri büyük bir mutluluk ve takdirle izlediğini, kendi eğitim hayatının da gençlere örnek olması gerektiğini anlattı. Özbek, “Ben 50 yaşındayım. İngiltere’ye geldiğimde ‘zerre’ İngilizce bilmiyordum. Burada 30 yaşında eczacılık, Türkiye’de ise geçen yıl kimya bölümünü bitirdim. Eğer ben yapabildiysem, buradaki çocuklarımız eğitimle ilgili istediği, hedeflediği her şeyi başarabilir. Gençlere tavsiyem şudur; Yaptığınız işin, seçtiğiniz mesleğin, mutlaka okulunu da bitirin. Bu şekilde; ticarette de, özel ve kamu sektöründe de daha başarılı olma ve işinizde yükselme şansınız olacak” dedi.

AİLELERE ÇOK ÖNEMLİ MESAJLAR…

Londra’daki Türkiyeli toplumun yakından tanıdığı ve sevdiği bir isim olan, eczacı Ali Gül Özbek’in eğitimle ilgili olarak ailelere de çok önemli tavsiyeleri var.

“Toplum olarak eğitim anlamında ileriye gidiyoruz. Ancak yapılanlar yeterli değil. Gençlerimizin yaşadığı olumsuzlukları en aza indirmenin yolu eğitimden geçiyor. Toplum olarak bu alandaki bilinç seviyemizi hızla yukarıya çekmeliyiz” diyen Özbek, ailelere şöyle seslendi:

“KURUMLAR ÇOCUKLARI YANLIŞ YÖNLENDİRMEZ”

“Kendinizi hangi dini ve siyasi görüşe daha yakın hissediyorsanız çocuklarınızı o kurum ve derneklerin eğitim faaliyetlerine götürün. Çocuğunuzu sokak yetiştirmesin, siz yetiştirin. Hiç kimse, bir kurum ya da derneğin çocukları yanış yola yönlendirdiğini söyleyemez. Hangi kuruma giderseniz gidin çocuğunuza mutlaka faydalı bir şeyler öğretiyor. Kurumlar zaten toplumda değer kazanabilmek için böyle hareket etmek zorunda.

“KÜLTÜR VE GELENEKLERİNİ DE ÖĞRENİYORLAR”

Bırakın büyük kurumlarımızı, artık neredeyse her yöre ve köy derneğinde bile eğitim faaliyeti yürütülüyor. Oralarda, hiçbir şey yapmasalar bile, çocuklara kendi kültür ve gelenekleriyle ilgili bir şeyler öğretiyorlar. Bu bile, çocuklarımızın sokakta yetişmesinden çok daha iyidir. Çocuğunuzun bir dernekte halay çekmesi, sokakta esrar kokusu çekmesinden daha iyi değil mi?”